Göz merceğimizin şeffaflığını kaybederek bulanıklaşmasına katarakt denir. Genellikle yaşa bağlı gelişmektedir. Ayrıca diyabetes mellitus, romatizma gibi bazı kronik hastalıklar, travmalara, ilaç (kortizon) ve toksik sebepler (güneş ışığı-UV ışığı) doğumsal nedenlere bağlı olarak da gelişebilir.
Katarakt belirtilerinde en başta uzak görmede azalma meydana gelir. Görme azalması zamanla artarak uzak ve yakın tüm mesafelerde görme kalitesi iyice düşmektedir. Bunun yanında gece ve gündüz ışık rahatsızlığı, gece görüşte azalma, bazen çift görme, renklerde soluklaşma da gözlenebilir.
Kataraktın başlangıç safhalarında görme az etkilenir ancak ilerledikçe görme sorunları artarak tamamen görme kaybına kadar gidebilir. Başlangıçta hafif buzlu cam arkasından görme, ışıkların etrafında saçılma, renklerde solukluk, görmede biraz azalma olur. Bazı katarakt tiplerinde gece görme normalken parlak ışıkta görme zorluğu tek belirtidir.
Katarakt tanısı konulduğunda katarakt’ın derecesi ileri ve katılaşmış ise veya kişinin görmesi gündelik hayatını aksatacak seviyede ise kısa sürede ameliyat edilmelidir.
Günümüz ileri teknolojileri artık kataraktı küçük kesilerden ve ultrasonik dalgalarla (FAKO) ufalayarak temizleme şeklinde olduğu için son döneme kadar bekletmek hem tedaviyi zorlaştırır, hem de ameliyat ve iyileşme süresini uzatacaktır. Hızlı görsel rehabilitasyon için hekiminizin önerileri doğrultusunda uygun zamanda planlanması en doğrusu olacaktır.
Kataraktın ilaçla bir tedavisi yoktur. Tek tedavisi cerrahidir.
Katarakt ameliyatı ultrasonik ses dalgaları kullanan FAKO cihazları ile yapılmaktadır. Son yıllarda başlangıç aşamalarına femtosaniye lazer ile destek sağlayan bazı cihazlar (kataliz) gelişse de ameliyatın kalite ve başarısını belirleyen en önemli etmen cerrahın deneyim ve becerisi olduğu unutulmamalıdır.
Geçmiş yıllarda katarakt ameliyatının asıl amacı sadece kataraktı temizlemek ve görüşü arttırmakken, günümüzde artık yüksek görsel beklenti ile hastalarımız seçilecek merceğe bağlı olarak ameliyat sonrası gözlük kullanımından uzaklaşmayı, en iyi görüşü yakalamayı hedeflemektedir. Bu sebeple artık katarakt ameliyatı refraktif açıdan da önem arzetmektedir.
Katarakt ameliyatı öncesi hastalara detaylı muayene sonrasında gözlerine hangi merceğin uygun olabileceği anlatılır. Katarakt ameliyatı sonrası uzak görüşü arttırmak, orta ve yakın mesafeyi de iyi görebilmek için bifokal ve trifokal mercekler (akıllı mercekler) hastaların gözleri uygunsa sıkça uygulanmaktadır.
Sarı nokta hastaları, retina hastaları, ileri derece göz tansiyonu (glokom) hastaları, özellikle kontrolleri iyi olmayan şeker hastaları, gece şoförleri ve aşırı mükemmel beklentisi olan hastalar halk arasında akıllı mercek olarak geçen multifokal merceklere uygun değillerdir. Bu hastalara göre özel üretilen uzak görüş mercekleri oldukça etkili olacaktır.
Katarakt ameliyatında ağrı olmayacaktır. Sıklıkla topikal anestezi dediğimiz damla anestezisi ile uyuşturma sağlanır. Genelllilkle ameliyat süresince göze herhangi bir iğne yapılamamaktadır. Genel anestezi (narkoz) çok gerekmedikçe uygulanmamaktadır. Bazı durumlarda “sedasyon” dediğimiz rahatlatıcı ilaçlar ameliyat öncesinde hastaya verilebilmektedir.
Katarakt ameliyatı esnasında göz içi dokulara hassas davranılarak kirlenmiş olan doğal mercek temizlenir. Doğal mercekten boşalan bölgeye özel olarak üretilen ve derecesi hesaplanan yapay göz içi merceği yerleştirlir.
Katarakt ameliyatı sonrasında ağrı, sızı beklenmez. İlk birkaç gün hafif ölçüde batma ve bulanık görme normaldir. Bir veya iki adet damla yaklaşık 3-4 hafta süresince kullanılmalıdır. Ameliyat ertesi günü kontrol olunmalı, ilk 5 gün su kaçırılmamalı, öne doğru aşırı eğilmeli aktiviteler yapılmamalıdır. Gündelik basit işlerimize devam edebilmekteyiz.
Katarakt yeni doğan dâhil her yaşta ortaya çıkabilir. Bebeklerde kataraktın tedavisi geç yaşlarda görülen katarakttan farklılık gösterir. Bebeklerde katarakt ameliyatına karar verirken tek taraflı, çift taraflı olup olmadığına ve kataraktın seviyesine bakılır, bebeklerde yapılan katarakt ameliyatında göz içine genellikle mercek yerleştirilmez. Mercek yerleştirme işlemi duruma göre ilerideki bir dönemde planlanabilir.
Katarakt oluşumu üzerine olan teorilerden bir kısmı, birçok kataraktm göz merceğinde oksidatif değişiklikler sonucu olduğu yönündedir. Kataraktın önlenmesi tartışmalı olmakla beraber yapılan çalışmalar bazı gıdaların ve gıda takviyelerinin katarakt riskinin azalmasında faydalı olabileceğini düşündürmektedir.
I ve C vitaminlerinin katarakt gelişmesini geciktireceğine dair bulgular olduğundan, söz konusu bu vitaminler açısından zengin gıdalardan oluşan diyetler önerilmektedir. Katarakt riskini azaltacak bir diğer önlem ise, özellikle açık havada çok vakit geçirenlerde, güneşin ultraviyole ışınlarını engelleyen gözlükler kullanılmasıdır.
Yaşam süresi uzadığında katarakt oluşumu engelleneme de sağlıklı yaşam ve düzenli ve dengeli beslenme katarakt oluşumunu geciktirebilir.